17 Eylül 2010 Cuma

YENİ EVİMİZ...

Dün annemle birlikte yeni evimize gittik.Henüz tam olarak taşınmadık,doğalgazın açılması için bi sözleşmenin imzalanması gerekiyormuş hazır gitmişken de biraz temizlik yaptık.Bir kaç saat evde kaldıktan sonra,Meydan'a gittik önce bir iki mağazaya baktık,sonra da yeterince acıkmıştık Burger King'te yemeğimizi yedik.Ve daha sonra eve döndük.Eve geldiğimizde Yiğit uyuyordu uyandığında annemin yüzüne bile bakmaması bizi şaşırttı.Neyse bugün annemle yine gideceğiz.Odamın da fotoğraflarını çekip en kısa sürede yükleyeceğim:)

26 Temmuz 2010 Pazartesi

TRABZON

Ne zamandır yazmaya fırsat bulamıyorum o kadar çok geziyoruz ki.İlk defa Trabzona'a geldiğimizde bu kadar gezdik.Geçen cuma Trabzon'a gelmek için havalimanına gittik.Uçak 8.30'da kalkıcaktı.Bizde 8.00'da havalimanındaydık.Orada görevli olan bir kadın uçağın 10'da kalkacağını söyledi.Offf off.Zaman geçmek bilmez.Sıkıntıdan patladık.Neyse uçağa bindik.Yiğit beline takılan kemerden oldukça rahatsız,abim sırf beni korkutmak için korkmuş numarası yapıyo,babam uyumaya hazırlanıyo,annem Yiğit'le boğuşuyo, bense hayatımdan gayet mutluydum.Yolculuğumuz bir buçuk saat sürdü.Yiğit yolculuğumuzda bağırıo 'Pilot kokuoo'(Yiğit'in dilinde korkuo demek) abim ayrı dert 'Burdan düşsek parçamız bile kalmaz he'die korkutmaya çalışıyo beni.Babam gayet mutlu bi sekilde uyuyo.Neyse sağ salim indik.Kuzenim(Ensar abim) bizi aldı ve eve götürdü.O gün halamlarda kaldık.Ertesi gün Çaykara'ya(köyümüz) gittik.Birkaç gün orda kaldıktan sonra Rize'ye gittik.Öğlen Rize'deydik.Akşama doğru Ayder Yaylası'na gittik.O gün de Yiğit'in doğum günüydü.O gece eğlenmeye gittik.Daha doğrusu yemek yemeğe gittik.Orada da akşamları canlı müzik oluyomuş.Çok eğlenceli saatler geçirdik.Ertesi gün Yiğit kalktı bi baygınlık kusma falan derken Yiğit bayağı bi üşütmüş.Gecede yağmur yağıyodu.Biraz ıslanmıştı oda.Rize'ye gittik hastaneye.Yiğit'e serum taktılar elleriyle yüzünü tutup nasıl ağlıodu 'Anne acıoo'diye diye.Hastaneden çıktığımızda birden canlandı.O sabahki suskun çocuk gitmiş cırcır konuşan bi çocuk gelmiş yerine.Ordan sonra Trabzon'a geri döndük merkeze.O günde Ensar abimin kınası vardı.Hazırlandık kınaya gittik.Güzel bi kınadan sonra misafirhanedeki odamıza döndük.Kınadan 2 gün sonra düğün vardı.Düğün günü babam bizi halamların evine bıraktı.Düğün için kuaföre gidecektik çünkü :)Nagihan ablamlarla gittik.Gelin bizden önce gitmişti manikür pedikür yapılıyordu geline :)Neyse 12'de gittiğimiz kuaförden 6'da dönmek ne kadar sıkıcıydı bi bilseniz.Hele en son benim saçımın yapılması.Akşam halamlara geri döndük hemen üstümüzü giyindik ve çıktık.Gayet güzel bidüğündü.İşte Trabzon'dan da böyle anılarla döndük.Fotoğrafları da en kısa sürede yüklicem :)

10 Temmuz 2010 Cumartesi

DÜĞÜN ALIŞVERİŞİ ve SONRASI

Trabzon'da ki halamın oğlu evleniyor.Benim elbisem hazır, annemin ki hazır ama abime henüz elbise almamıştık.Bugün OPTİMUM'a gittik.Girer girmez hemen SWATCH'ı gördüm ve babamla saat bakmaya gittik.Çok güzel bir saat aldık bana.Sonra abime bir takım elbise aldık.Anneme de birkaç birşey aldık ve çıktık.Cafe gibi bir yere gittik.Orda Yiğit'in bir patates yiğişi var ki o haliyle ayrı bir tatlı oluyor.Bir yandan patates,bir yandan hamburger, bir yandan da kola içiyordu.Hayatından da gayet mutluydu.Yemeklerimizi yedikten sonra birden yağmur yağmaya basladı.Tabii bizde dışardaydık.Hepimiz birazda olsa ıslandık.Orada üstü kapalı olan bir yere oturduk.Biraz daha oturduktan sonra da eve döndük.Bugünkü gezimiz herkese yaramıştı :D

6 Temmuz 2010 Salı

YİĞİT ve RAVZA


Ravza bizim komşumuzun kızı.Kendisi henüz 3 yaşında.Ama öyle yaramaz kii...Birgün bize geldiler ve Ravza, Yiğit'in beşiğine yatmak istedi.İstemekle kalmadı yatağa girdi bile.Yiğit de baktı ki Ravza yatağına yatmış,Yiğit de yatmak istedi.İkisi yan yana yattılar.Yiğit hayatından gayet mutluydu.Ağzı kulaklarına varmıştı neredeyse.Fotoğraf makinesine poz vermekten de kaçınmadılar.

AH YİĞİT AH !


Yiğit ve annem dayımın yeni doğan çocuğunu görmeye gittiler.Yiğit illaki birşey demeli değil mi!Küçücük bebeğin yanına gidip öküz demiş.Kıskandığından mı bilmem ama Yiğit şu ana kadar hiçbir bebeği kıskanmamıştı.Dayımlar bana anlattığında bende bir gülme krizi.Ay hayatta aklıma gelmezdi Yiğit'in öyle bir şey diyeceği.Neyse Yiğit artık seviyor Salih Furkan'ı.Yiğit onun abisi oldu çünkü.Geçen günde ailecek gittik dayımlara.Yiğit tam Salih Furkan'ı öpecekken Salih Furkan gaz çıkarmasın mı !! Yiğit'in nasıl kaçtığını görmeniz lazımdı.Neyse bu kadar yeterli.Çocukları daha fazla rezil etmeyelim :)

5 Temmuz 2010 Pazartesi

KUZENLERİMLE YEMEĞE GİTMEK...

Amcamlar yemek yemeye gidiyorlardı.Beni de çağırdılar ve bende onlarla gittim.Önce yemeğimizi yedik.Sonra Hande,Sude,Buse ve ben biraz gezdik,fotoğraf çekildik.Bir ara minik kuzenim Buse ile el ele tutuşup dönmeye başladık.Neyse daha sonra sahile indik.Oradaki parktada oynadık tabiki.Biz kaydırakta tren oluştururken bir kız gelip arkamızdan bizi gıcık ediyordu.Bizde kuzenler olarak çok gıcık olmuştuk ona.Birazda sahilde yürüdükten sonra eve döndük.O gün çookk güzel bir gündü.

VEDA GECESİ



Okulun son haftası veda gecesi düzenlendi.5. sınıfı bitirdik ya ondan.Herkes birkaç hafta öncesinden kıyafetini almıştı.Tabii bende almalıydım.Geceden birkaç gün önce annemle elbise bakmaya çıktık.Kırmızı bir elbise beğendim ve aldık.Ama bir türlü ayakkabı bulamamıştık(Daha doğrusu benim ayaklarım çok küçük olduğu için bulamadık :D)Neyse arkadaşımdan haber geldi.Balo günü sabah 12'de okulda olmamız gerekiyormuş.Halbuki benim daha ayakkabılarım bile yoktu.Okula gidene kadar bakmadığımız yer kalmadı.(Ortaçeşme,Paşabahçe,Kavacık...)En sonunda Kavacık'ta bulduk.Neyse veda gecesine dönelim.Havuzbaşındaydı gecemiz.Dans ettik.Güldük,ağladık.Ama çok güzel bir gündü.Bitişinde herkes havuza atladı.Tabikide ben atlamadım.Elbisemi mahvedemezdim değilmi :D

30 Haziran 2010 Çarşamba

DÜĞÜNDE KOPMAK...:)

20 Haziran 2010 Pazar günü bir düğüne,birde nikaha davetliydik.Öğlen nikaha gittik.Bu nikaha kuzenlerim (Hande ve Sude) ve aileleri gelmişti.Akşam ise düğüne davetliydik.Düğün gerçekten çok güzeldi.Hande ve Sude ile bulduğumuz balonlarla voleybol mu oynamadık,bilmediğimiz halde horon mu tepmedik :)Başkalarının ayaklarına bakarak horonun ayrı bir zevki oluyormuş.Benim minik kardeşim Yiğit ise o gürültüde nasıl uyudu hiç bilmem.Küçük kuzenim Buse ise bizimle birlikte horondaydı.Buse sürekli ezildi.Bie ara amcam ve yengemlerin yanında oturdu.Ama dayanamadı tekrar geldi.Eve kaçta geldiğimiz hakkında bir bilgim yok.Ama geç geldiğimiz kesin :)

29 Haziran 2010 Salı

YİĞİT LAPTOP BAŞINDA....

Benim minik kardeşim Yiğit yine laptop başında.Aslında o hiçbir zaman laptoptan kalkmaz.Ben ne zaman laptoptaysam anında yanıma gelir ve kıyameti koparır.O yüzden ben Yiğit uyurken girerim internete.Ama ben yinede onu ikna etmeyi başarırım(Git anne sana oyuncak vericek,git dondurma ye gibi laflara kanar hemen).Neyse anlattıklarımdan kötü bir çocuk olarak düşünebilirsiniz.Ama dünyanın en tatlı çocuğudur o.Tek kötü özelliği inatıdır.Herşeyi ağlayarak yaptırabilir.O mavi gözleri sarı saçları hangi çocuğa o kadar yakışır ki.Seni çooooookkk seviyorum Yiğit....